Tarihi Sinop Cezaevi

Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül, aldırma

Dışarda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül, aldırma

Görmesen bile denizi
Yukarıya çevir gözü
Deniz dibidir gökyüzü
Aldırma gönül, aldırma

Dertlerin kalkınca şaha
Bir sitem yolla Allah’a
Görecek günler var daha
Aldırma gönül, aldırma

Kurşun ata ata biter
Yollar gide gide biter
Ceza yata yata biter
Aldırma gönül, aldırma

– Sabahattin Ali, “Aldırma Gönül”

EVEN THE FLOWERS STOOD APART
Fotoğraf: “Cezaevi Çiçekleri”, Nurettin Mert Aydın, 2009

Evet. Geldik o meşhur Tarihi Sinop Cezaevi sayfasına. Yukarıdaki şiiri Sabahattin Ali’ye yazdıran o duvarlara. Hiç şüphesiz Sinop’un yerli ve yabancı turistler tarafından en çok ziyaret edilen yerlerinden birisi Tarihi Sinop Cezaevi’dir. Yakın zaman öncesine kadar halka kapalı olan cezaevi bir restorasyon sonrasında görüşe açılmıştır.

Tarihi Sinop Cezavi’nde hücre örnekleri, koğuşlar, çocuk ıslahevi gibi çeşitli alanlar gösterilmesine rağmen meşhur zindanlarından ancak bir tane numunesi üst kısımda görüşe açıktır. Söylenenlere göre deniz seviyesinin epey altında da benzeri zindanlar bulunmaktaymış. Yeri gelmişken şu son dönemlerin popüler dizisi “Parmaklıklar Ardında“dan söz etmeden de geçemeyeceğim. Tamam, kabul ediyorum. Sinop’u tanıtmaya yarayan bir dizi bu ancak inanın siz de rastlarsanız huzursuz olacaksınız, dizi çekimi yüzünden Tarihi Sinop Cezaevi daha çok Hollywood’daki bir film setini andırıyor. Çoğu yere giriş yasaklanmış durumda. Ya çekim oluyor, ya yerlerde koca koca kablolar. Durum böyle olunca da insanlar kimi görsek kardır diye sevinerek birden tarihi mekan ziyaretini ünlü fotoğraflama merasimine döndürüyorlar.

THE WRECK
Fotoğraf: “Cezavinde Yalnız Sandalye”, Nurettin Mert Aydın, 2009

Tarihi Sinop Cezaevi gerçekten insanı tuhaf yapan yerlerden birisi. Hücrelerde gezinirken eğer imkanınız varsa bir tanesinin içine girip üstünüze demir parmaklıkları kapatın ve parmaklıkların gerisinden küçücük pencereden süzülen Güneş ışıklarını ve martıları izleyin. Özgürlüğün bir iki adım ötede ama bir o kadar da geride olduğunu hissetmek hiç de zor olmayacaktır sizin için.

GEZİ sayfasına geri dönmek için tıklayın

Yorum bırakın